Samsun'un Atakum ilçesi için deprem uyarısı geldi. Uzmanlar, özellikle sahil bandının birinci ve ikinci derecede yüksek deprem riski taşıdığını bildirdi.
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından gözler deprem riski yüksek illere çevrildi.
Son deprem uyarısı ise Samsun'un Atakum ilçesi için geldi.
Üç akademisyenin görev aldığı "Atakum Deprem Acil Afet Durum Bilgi Sistemi" Projesi'nde Atakum ilçesi ve yakın çevresinin 3 farklı model ile deprem duyarlılık analizleri ve analizlerin tutarlılık testleri gerçekleştirildi. Proje ile zemin yapısı, litoloji (kayaların fiziksel özellikleri), dere yatakları, kıyı dolguları incelendi ve sonuç olarak farklı birçok parametre kullanılarak Atakum deprem duyarlılık durumu tespit edildi. "Atakum Deprem Acil Afet Durum Bilgi Sistemi" Projesi'nde görev alan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır, Samsun'da özellikle Atakum ilçesinde deprem riskiyle ilgili iki yıl süren bir çalışma yaptıklarını ve çalışmanın sonuna yaklaştıklarını söyledi. ATAKUM NÜFUSUNUN YÜZDE 80'İ YÜKSEK VE ÇOK YÜKSEK RİSKLİ ALANLARDA YAŞIYOR Atakum ilçesinin tamamında deprem duyarlılığı tespit ettiklerini anlatan Bahadır, Cağaloğlu Bulvarı olarak da bilinen Abdullah Gül Bulvarı'ndan sahil kesimine kadar olan kıyı şeridinin deprem açısından yüksek risk barındırdığını vurguladı. Doç. Dr. Bahadır, "Litoloji, faya uzaklık, yer ivmesi, jeomorfolojik faktörler, sıvılaşma problemi gibi verileri kullanarak analizler yaptık. Analizler neticesinde özellikle Atakum ilçesinin sahil bandı dediğimiz kesimi, birinci ve ikinci derecede yüksek deprem riski içermektedir. Atakum ilçesinin 2000 yılından 2023 yılına kadar gelişim alanlarını da çıkardık. 2023'e kadar Atakum şehirsel alanı dört kat büyümüş ve bu büyük alanlarla biz depreme duyarlı alanları tespit ettik ve çalışmalar neticesinde Atakum nüfusunun yüzde 80'inin yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda yaşadığı sonucuna vardık." diye konuştu.
"BİNALARIMIZI DEPREME DAYANIKLI YAPMAKTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK" Türkiye'de ve dünya genelinde en çok can kaybı yaşanan doğal afetin deprem olduğunun altını çizen Doç. Dr. Bahadır, şöyle devam etti: "1943 Ladik ve 1944 Erbaa depremlerinde Samsun'da yaşayan insanlar büyük zarar görmüşler. 1943 Ladik depreminde Samsun'da 4 bin insan yaşamını yitirmiş ve gayri resmi rakamlara göre bunun 2 bin civarı ise şehir merkezinde yaşayan insanlardan oluşmakta. Ladik depreminin üzerinden yaklaşık 65 yılın üzerinde bir zaman geçmiştir, Kuzey Anadolu Fayı tekerrür eden bir fay, kronolojik olarak depremler kendini tekrar ediyor. Atakum ilçesi özelinde nüfusunuzun yüzde 80'i yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda yaşıyor. Bu durumda binalarımızı depreme dayanıklı yapmaktan başka şansımız yok. 'Biz fay hattına uzağız!' Ama 1943'te de Samsun fay hattına uzaktı." Sadece Atakum'da değil İlkadım ilçesinde yamaçların etek kesimleri, Cumhuriyet Meydanı ve sahile kadar olan kısımların da yüksek deprem riski barındırdığına işaret eden Bahadır, "Gazi ve Çiftlik caddelerinden aşağısı, Tekkeköy'ün büyük bir çoğunluğu, hep alüvyon zemin üzerinde. Buralar aslında tamamıyla birinci sınıf tarım arazisi. Peki biz ne yapmışız? Yol yapmışız, yerleşime açmışız. Doğru mu? Hayır. Peki şu anda bunu engelleme şansımız var mı? Yok. O zaman ne yapmamız lazım? Binayı bu zemine uygun yapmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.