İngiliz bilim insanları öncülüğünde yapılan yeni bir araştırma, özellikle yaşlı erkeklerde görülen yorgunluk belirtisinin, kanserin ilk sinyali olabildiğini ortaya koydu. Uzmanlar, aynı yaş grubundaki kadınlarda aynı tehlikenin görülmediğini belirtti.
Kanser ve yaş arasındaki bağlantının incelendiği yeni bir araştırma, yorgunluktan şikayet eden yaşlı erkeklerde kanser şüphesinin dikkate alınması gerektiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, halsizlik şikayetiyle doktora başvuran 80'li yaşlardaki erkeklerin, kanser riski taşıma olasılıkları epey yüksek.
Ses getiren araştırmada, 2007-2017 yılları arasında halsizlik nedeniyle doktora başvuran 300 binden fazla hasta ile kontrol grubu olarak kabul edilen yaklaşık 425 bin kişinin verileri analiz edildi.
British Journal of General Practice dergisinde yayımlanan çalışmada, kadınların erkeklere göre daha az risk altında olduğu da tespit edildi. Bunun nedeni ise erkeklerin kansere dair belirtileri, daha uzun süre görmezden gelmeleri ve erken teşhis ihtimalini azaltmaları olarak açıklandı.
Söz konusu bulguların yalnızca İngiltere'deki hastalarla sınırlı olduğunu belirten bilim insanları, COVID sonrası hastalarda da benzer sonuçların görülüp görülmediğinin incelenmesi için daha geniş çaplı araştırmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Uzmanlar, kanser riskinin yaşla paralel olarak arttığını ve 85-89 yaş arası bireylerin kansere yakalanma olasılıklarının endişe verici düzeyde yüksek olduğunu ifade etti.
Yorgunluk, kanserin yaygın belirtilerinden biri olarak kabul edilse de, altında daha farklı sağlık sorunları yatıyor olabilir. Kanserin, büyüyen tümörler yoluyla vücuttan besinleri ve kalorileri emmesi nedeniyle halsizliğe neden olduğu ve hormon üretimini etkileyerek yorgunluğa yol açtığı biliniyor.
Uzmanlar, yorgunluk hissi yaşayan kişilerin erken teşhis için aile hekimlerine başvurmalarını tavsiye ediyor. Kanser riski düşük olsa bile, hastalık ne kadar erken teşhis edilirse tedavisi o kadar kolay oluyor. Yorgunluğa stres, depresyon ve hormonal sorunlar gibi başka faktörlerin de neden olabileceğini vurgulayan uzmanlar, olası kanser riskini karşı bu tür belirtiler taşıyan herkesin bir sağlık profesyoneline danışması gerektiğinin altını çiziyor.
Kanser, vücuttaki normal hücre büyüme ve yenilenme süreçlerini bozarak, enerji dengesini etkileyebilir. Bu durum, vücudun aşırı enerji harcamasına yol açarak, yorgunluk hissine neden olabilir. Kanserin bazı türleri, metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratarak kişinin daha hızlı yorulmasına zemin hazırlayabilir.
Kanser tedavisi sırasında ortaya çıkan bir diğer önemli etken ise anemidir. Anemi, kandaki kırmızı kan hücrelerinin azalması ile karakterize olup, bu durum vücudun yeterince oksijen taşıyamamasına yol açar ve genellikle halsizlik ve yorgunluk gibi belirtilere neden olur. Kanser tedavisi aynı zamanda bağışıklık sistemini de yıpratır, bu da yorgunluğu artırabilir.
Kanser tedavisi gören birçok hastada uyku düzeni bozulabilir. Tedavi sırasında yaşanan ağrı, stres ve diğer yan etkiler uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bu durum, hastaların yaşam kalitesini düşürür ancak doğru tedavi ve destekle yönetilebilir.