İran'da Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından ülke seçimlere gitti. İkinci tura kalan seçimlerde muhafazakar Said Celili'ye karşı reformist Mesud Pezeşkiyan zaferi elde etmeyi başardı. Peki halk İran'ın yeni cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'dan ne gibi değişiklikler bekliyor? Reformist lider seçim sürecinde ne gibi vaatlerde bulundu ve ne gibi zorluklarla karşı karşıya? İşte İran'daki seçim sonucunun anlattıkları...
Mayıs ayında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından ülke erken seçime gitti. Halk, seçimde reformist Mesud Pezeşkiyan'ı ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanı olarak seçti.
69 yaşında bir kalp cerrahı olan Pezeşkiyan, muhafazakar Said Celili'ye karşı ikinci turda en fazla oyu alarak kullanılan 30 milyon oyun yüzde 54'ünü aldı. Pezeşkiyan, ülkenin ana reformist koalisyonunun ve iktidarda sertlik yanlısı bir tutumun devam etmesinden korkan pek çok İranlının desteğini arkasına alarak seçildi.
Pezeşkiyan seçim kampanyasında "İran'ı izolasyondan kurtarmak" için Batılı ülkelerle "yapıcı ilişkiler" kurulması çağrısında bulundu. ABD ve diğer güçlerle 2015 yılında imzalanan ve yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran'ın nükleer faaliyetlerine kısıtlamalar getiren nükleer anlaşmayı canlandırmaya çalışacağını vaat etti. Anlaşma, Washington'un çekilmesinin ardından 2018 yılında çökmüştü.
İran içinde, uzun süredir devam eden internet kısıtlamalarını hafifletme ve 2022'de Mahsa Amini'nin gözaltında ölümünden bu yana yüksek profilli bir sorun olan kadınlara zorunlu başörtüsü uygulayan polis devriyelerine "tamamen karşı çıkma" sözü verdi. 22 yaşındaki Mahsa Amini, kıyafet yönetmeliğini ihlal ettiği iddiasıyla gözaltına alınmış ve gözaltındayken ölümü ülke çapında aylarca süren bir huzursuzluğa yol açmıştı. Pezeşkiyan ayrıca hükümetine daha fazla kadın ile farklı etnik azınlıkları dahil etme sözü verdi.
Ayrıca son yıllarda "ulusun belini büktüğünü" söylediği ve şu anda yüzde 40 civarında seyreden enflasyonu düşürme sözü verdi. Celili ile yaptığı bir tartışmada Pezeşkiyan, İran'ın 200 milyar dolar yabancı yatırıma ihtiyacı olduğunu ve bunun da ancak dünya genelindeki bağların onarılmasıyla sağlanabileceğini söyledi.
Pek çok ülkenin aksine İran'da cumhurbaşkanı devletin başı değildir ve nihai yetki 35 yıldır Ayetullah Ali Hamaney tarafından yürütülen dini liderlik makamındadır. Pezeşkiyan cumhurbaşkanı olarak ikinci en yüksek rütbeli pozisyona sahip olacak ve hem iç hem de dış politika üzerinde etkili olacak. Ekonomi politikasını belirlemek onun yetkileri dahilinde olacak.
Ancak polis üzerinde sınırlı yetkisi olacak, ordu ve ordunun ideolojik kolu olan Devrim Muhafızları üzerinde ise neredeyse hiç yetkisi olmayacak. Polis, ordu ve Devrim Muhafızları doğrudan dini lidere karşı sorumlu olacak. Pezeşkiyan, Hamaney tarafından belirlenen devlet politikalarını uygulamakla görevlendirilecek.
İranlılar Pezeşkiyan'ın zaferi karşısında karışık duygulara sahip; bazıları mutluluklarını ifade ederken bazıları da şüpheci. Tahran'dan 40 yaşındaki mimar Abolfazl, "Halkın ekonomik sorunlarını çözmek için gerçekten okur-yazar bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız vardı" dedi.
Ancak 40 yaşında bir berber olan Rashed, Pezeşkiyan'ın kazanmasının "önemli olmadığını" söyledi ve "durumun daha da kötüye gideceğine" inandığını belirtti. Siyasi analist ve gazeteci Maziar Khosravi, yeni cumhurbaşkanının İran'daki "sorunlara hemen bir çözüm vaat etmediğini" söyleyerek, "İnsanlar ona oy verdi çünkü onun yaklaşımının mevcut hükümetten tamamen farklı olarak dünya ile etkileşim içinde olduğunu fark ettiler" dedi.
Analistler Pezeşkiyan'ın ciddi zorluklarla karşılaşacağını çünkü muhafazakarların hala devlet kurumlarına hakim olduğunu söylüyor. Bu kurumlardan biri de aşırı muhafazakarların hakim olduğu parlamento.
Seçimin ilk turunda aday olan Meclis Başkanı Muhammed Bagher Ghalibaf ikinci turda Celili'yi destekledi. İlk turdan bir gün önce adaylıktan çekilen diğer iki aşırı muhafazakâr da Celili'yi destekledi.
İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimi, İsrail ile Tahran'ın müttefiki Hamas arasındaki Gazze savaşının Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen'deki İran destekli diğer grupları da içine çekmesiyle artan bölgesel gerilimin ortasında gerçekleşti.