Helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan son yolculuğuna uğurlanıyor. Abdullahiyan Rey kentinde büyük bir kalabalığın katılımıyla defnedildi. Reisi için Meşhed'de cenaze töreni düzenlendi.
Pazar günü meydana gelen helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan için bugün son törenler düzenlendi.
Reisi'nin tabutu bu sabah doğudaki Birjand kentinde düzenlenen cenaze töreninin ardından İran'ın kuzeydoğusundaki Meşhed kentine götürüldü. Binlerce İranlı, Reisi'nin doğduğu Meşhed'in ana bulvarını doldurdu.
Abdullahiyan için ise Dışişleri Bakanlığı binası önünde tören düzenlendi. Merasime çok sayıda ülkeden devlet başkanı, başkan yardımcısı, bakan, meclis başkanı ve özel temsilciler katıldı.
Abdullahiyan'ın naaşı buraya askeri bando eşliğinde getirildi ve tören sonunda Tahran'ın güneyindeki Rey şehrinde defnedildi.
Reisi'nin cenazesini taşıyan büyük bir kamyon, yas tutanların arasından geçerken bazıları Reisi'yi “savaş meydanının adamı” olarak ifade eden pankartları havaya kaldırdı.Kamyonun üzerinde Şii İslam'ın sekizinci imamı İmam Rıza'ya atfen “Geldim ey kral, bana sığınak ver” sloganı yazılıydı.
Meşhed sokaklarında, özellikle de Reisi'nin ebedi istirahatgâhı olan ve her yıl milyonlarca hacı tarafından ziyaret edilen İmam Rıza türbesi çevresinde Reisi posterleri, siyah bayraklar ve Şii sembolleri dikildi. Daha önce de ellerinde Reisi'nin resimlerini taşıyan ve bayraklar sallayan binlerce kişi, Reisi'nin tabutunun taşınması için doğudaki Güney Horasan eyaletinin başkenti Birjand'ın sokaklarına dizilmişti.
Reisi, İran'ın en kutsal İslami mekânı olan ve Şii Müslümanlar tarafından 9. yüzyılda yaşamış İmam Ali Rıza'nın istirahatgâhı olarak saygı gören altın kubbeli İmam Rıza türbesinde toprağa verildi.
İran'da, 2022 yılında Mahsa Emini, örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınmış, ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Emini'nin ölümünden Tahran yönetimini sorumlu tutan İranlılar, büyük bir isyana başlamıştı.
Ayaklanma, hem İran'da hem dünyada kadın hakları mücadelesinin sembolü haline gelmişti. Cumhurbaşkanı Reisi, Hamaney ile birlikte Emini'nin ölümü ve kadınlara yönelik baskılara karşı halkın öfkesinin merkezine yerleşmişti.