NTV ekibinden Osman Terkan ve Cüneyt Ali Horozal, İran'ın başkenti Tahran'da öğrenciler tarafından işgal edilen ve dünyanın en uzun rehine krizine sahne olan ABD büyükelçiliğine gitti. Öğrencilerin 52 elçilik çalışanını rehin aldığı işgal 444 günün ardından rehinelerin serbest bırakılmasıyla son buldu. 4 Kasım 1979'da işgal edilen ABD'nin Tahran Büyükelçiliği günümüzde müze olarak hizmet veriyor. (Fotoğraflar: Cüneyt Ali Horozal)
İran'da Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin hayatını kaybettiği helikopter kazasının yankıları devam ediyor. Üç gün boyunca süren cenaze törenin ardından Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdüllahiyan son yolculuklarına uğurlandı. NTV ekibinden Osman Terkan ve Cüneyt Ali Horozal, İran'ın başkenti Tahran'da takip ettikleri cenaze töreninin ardından 1979'da öğrenciler tarafından işgal edilen ABD büyükelçiliğine gitti...
ABD'nin Tahran Büyükelçiliğinin 4 Kasım 1979'da işgal edilmesi, diplomasi tarihinin en uzun süreli rehine krizlerinden birinin de başlangıcı oldu.
İran İslam Devrimi'nden hemen sonra ülkeden kaçan Şah Rıza Pehlevi'nin ABD'ye tedavi için kabul edilmesinin ardından 4 Kasım 1979'da bir grup İranlı öğrenci ABD'nin Tahran Büyükelçiliği'ni bastı.
İşgal, öğrencilerin 52 Amerikalıyı rehin alması ile başlayıp 444. gün sonunda, yani 20 Ocak 1981'de, serbest bırakmasıyla son buldu. Bu olay, dünya tarihindeki en uzun süren diplomatik rehine krizi olarak biliniyor.
Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin ABD tarafından kabul edilmesini gerekçe gösteren devrim liderleri, Washington'u "suç ortağı" olarak gördü.
Devrimin ilk yıllarında muhafazakar kanadın önemli simalarından olan İbrahim Asgarzade'nin de aralarında olduğu silahlı öğrenciler, hazırlık ve planlama sürecinin ardından elçilik duvarını aşarak içeri girmeyi başardı.
İran makamları, elçilikte ülkelerinin aleyhine hazırlanan CIA'e ait 70 gizli casusluk belgesinin ele geçirildiğini ileri sürdü. İşgalin ardından Tahran ile Washington arasındaki tüm diplomatik ilişkiler koptu ve o tarihten bu yana süren "soğuk savaş" süreci başladı.
Amerikan elçiliği işgalini organize eden ve eylemin içinde yer alan bazı öğrenciler İran'da daha sonra önemli makamlara geldi.
Dönemin öğrencilerden Hüseyin Dehkan Savunma Bakanlığı, İzzetullah Zerkami İran Radyo ve Televizyon Kurumu Başkanlığı, Habibullah Biteref Enerji Bakanlığı, Rıza Seyfullahi Emniyet Genel Müdürlüğü ve eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin kardeşi Muhammed Rıza Hatemi milletvekilliği yaptı.
Müzeye dönüştürülen ve ziyaret edilmesine izin verilen ana binada, büyükelçilik odası, diplomatların çalışma yerleri, arşiv odası, imha odası, haberleşme-iletişim ve şifreleme-deşifre bölümleri bulunuyor.
Büyükelçinin bulunduğu ikinci katta gizli toplantıların düzenlendiği belirtilen "şeffaf oda" binanın dikkat çekici bölümlerinden birini oluşturuyor. Oda, şeffaf plastik malzemeden yapıldığı için bu isimle anılıyor.
Elçilik işgali, ABD ile Sovyetler Birliği arasında yaşanan soğuk savaş dönemine denk gelmişti. O dönem iki taraf arasında sürekli bir istihbarat savaşı da vardı. Elçilikte şifreli mesajların gönderimi ve gelen şifreli mesajların deşifre edilmesi için kullanılan cihazlar, o tarihlerdeki istihbarat savaşlarının izlerini taşıyor.
İranlı yetkililerin "casusluk faaliyetlerinin yürütüldüğü" alan olarak isimlendirdiği bölümde ise daktilolar, baskı makineleri ve kesim aletleri göze çarpıyor. Müze yetkilileri, bu bölümde sahte pasaport ve belgelerin düzenlenerek casusluk faaliyetlerinin yürütüldüğünü iddia ediyor.
Kendilerine "İmamın öğrencileri" adını verenlerin, elçiliği işgal ederek içeri girdikten sonra duvarlara ABD karşıtı ve devrim lideri Humeyni lehine sloganlar yazdıkları görülüyor. Binanın ikinci katında "Casusluk yuvası kapatılmalıdır ve Humeyni'ye selam" tarzı sloganların yer aldığı görülüyor.