Nisan 1986'da Ukrayna, tarihte çevreye en büyük miktarda nükleer radyasyonun salınmasına neden olan büyük bir felakete sahne oldu. Çernobil Nükleer Santrali'nde meydana gelen kaza, büyük miktarlarda radyoaktif maddeninin Ukrayna ve çevresinde birikmesiyle sonuçlandı. Çernobil felaketi, insanlık tarihinin en korkunç nükleer faciası olarak hafızalara kazındı. Ancak felaketin izleri hala varlığını sürdürüyor ve ölümcül bir hatıra olan "Fil Ayağı" bunlardan biri.
Sadece adı bile korku verici olan Fil ayağı Çernobil nükleer reaktörünün erimiş çekirdeğinden oluşan 2 metre genişliğinde bir lav kütlesi.
Sadece beş dakikalık bir temasın bile ölümcül sonuçlar doğurabileceği kadar yüksek düzeyde radyasyon yayan Fil Ayağı "dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri" olarak nitelendirebilecek bir bölgede bulunuyor.
26 Nisan 1986'da yaşanan felaket, reaktörün beklenmedik bir güç artışıyla başladı.
Acil kapanma prosedürleri başarısız olunca, çekirdek sıcaklıkları daha da yükseldi ve reaktör kendisini bir patlama ile ortaya çıkardı.
Ardından, felaketin etkileriyle mücadele eden ekipler, reaktör altında "dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri" olarak nitelendirebilecek bir bölge keşfettiler. Bu bölgede oluşan radyasyon yoğunluğu nedeniyle çekilen fotoğrafların sayısını sınırlıyor.
Günümüzde bile, Fil Ayağı'nın etrafındaki radyasyon seviyeleri insan sağlığı için ciddi tehdit oluşturuyor.
Yapılan önlemler arasında, reaktörü kapsayacak şekilde inşa edilen Yeni Güvenli Kapalı mekan ve çelik yapılarla desteklenmiş beton bir sığınak bulunuyor.
Ancak uzmanlar, Fil Ayağı'nın uzun vadede nasıl tepki vereceğini tam olarak kestiremiyorlar ve bu ölümcül nesnenin gelecekte de tehlike saçmaya devam edebileceği uyarısında bulunuyorlar.