Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin soruşturmada savcılığın hazırladığı sevk yazısına ulaşıldı. Yazıda, saldırıyı düzenleyen teröristlerin amacının kamu görevlilerini rehin almak olduğu anlatıldı. Saldırganların yakalanmamak için yanlarında taşıdıkları sahte bomba görünümlü düzenek ile hukuksuz talepler içeren manifestolarını okumayı ve terör örgütü DHKP/C'den ceza alan teröristler Ali Osman Köse ve Ercan Kartal'ın serbest bırakılmasını istemeyi amaçladıkları da belirtildi.
İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına yönelik terör saldırısına ilişkin soruşturma devam ediyor. Savcılığın sevk yazısında, terör örgütü DHKP/C'nin yapısı, örgüt şeması, Grup Yorum ve İdil Kültür Merkezi ile Halkın Hukuk Bürosu'nun yapılanması anlatıldı. Yazıda, örgüt yöneticilerinin örgüt üyeleri arasında iş bölümü yapma, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda yapılacak eylem, gösteri yürüyüşü ve propaganda faaliyetlerine ilişkin talimat verdiği ve hiyerarşiyi belirledikleri aktarıldı. Sevk yazısında, saldırganlar Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un 6 Şubat'ta saat 11.32 sıralarında İstanbul Adliyesi'nin karşısında bulunan E-5 yan yol üzerindeki İETT durağında otobüsten indikleri ve metrobüs üst geçidini kullanarak adliye yönüne geçtikleri belirtildi. TERÖRİSTİN SİLAHI İLK ETAPTA ATEŞ ALMAMIŞ Adliyenin D Blok kapısına yaklaştıklarında Birkoç'un polislerin yanına giderek, yüzlerine 2-3 saniye boyunca biber gazı sıktığı anlatılan yazıda, diğer saldırgan Yayla'nın da polisin göğsünü hedef alarak silahını ateşlemeye çalıştığı ancak ilk etapta silahın ateş almadığı kaydedildi.
Yazıda, saldırganın yeniden silahını ateşlemesi sonucu polis memurunun ayağından yaralandığı, polislerden biri adliye binası, diğeri adliyenin C kapısı istikametine doğru giderken iki saldırganın da polisleri hedef alarak ateş ettiği bildirildi.
Bu sırada adliyenin önündeki yaya yolunda yürüyen sivil vatandaşların C kapısı yönüne doğru koşmaya başladığı belirtilen yazıda, maktul Dilfiraz Karataş'ın saldırganlar tarafından açılan ateş sonucu sırt kısmından giren iki mermiyle yaralandığı ve hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi. Yazıda, adliyenin C kapısı önündeki nöbet kulübesine doğru gelen polis memurunu silahla ateş ederek kovalayan Yayla'nın, kulübedeki polislerin karşılık vermesi üzerine etkisiz hale getirildiği, ardından ateş eden Birkoç'u da görevli polislerin etkisiz hale getirdiği belirtildi. Saldırıda 1 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği, 3 sivil ile 3 polis memurunun yaralandığı aktarılan yazıda, saldırganların üzerinden ele geçirilen örgütsel dokümanlara da yer verildi.
Duruşma salonunda, örgüte yardım ettikleri belirlenen şüphelilerin de izleyici olarak dağınık düzende oturduklarının belirlendiği aktarılan yazıda, saldırının ardından terör örgütü DHKP/C'nin örgüte eleman devşirme ve eylem planlama merkezi olarak kullandığı İdil Kültür Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu yapılanması, Halkın Mühendis ve Mimarlar yapılanması, TAYAD ve Grup Yorum yapılanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği kaydedildi.
''SALDIRGANLARIN AMACI KAMU GÖREVLİLERİNİ REHİN ALMAKTI'' Yazıda, saldırganlar Yayla ve Birkoç’un amacının, silahla adliyeye girerek yanlarındaki malzemelerle birlikte, örgüt yöneticileri tarafından verilen talimat doğrultusunda, duruşma bahanesiyle içeri giren ve eylem için hazır bekleyen şüpheliler Elif Ersoy, Diyar Ersoy, Necla Birkoç ve Ercan Güneş'in yardımlarıyla kamu görevlilerini rehin almak olduğu anlatıldı. Saldırganların yakalanmamak için yanlarında taşıdıkları sahte bomba görünümlü düzenek ile hukuksuz talepler içeren manifestolarını okuyacaklarının tespit edildiği kaydedilen yazıda, terör örgütü DHKP/C'den ceza alan teröristler Ali Osman Köse ve Ercan Kartal'ın serbest bırakılmasını istemeyi amaçladıkları aktarıldı.
EYLEMİN TASARLANARAK GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ VURGULANDI
Yazıda, saldırganlar Yayla ve Birkoç'un üzerlerinden ele geçirilen listede yer alan gazeteci ve milletvekillerinden oluşan 9 kişilik sözde müzakere heyeti aracılığıyla taleplerini kamuoyuyla paylaşarak kabul ettirmeyi amaçladıkları, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise 31 Mart 2015'te savcı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit ettikleri gibi rehin aldıkları kişilere de sözde cezalandırma eylemi yapmayı hedefledikleri anlatıldı.
48 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI Eylemin, örgüt yöneticilerinin talimatıyla tasarlanarak gerçekleştirildiğine vurgu yapılan yazıda, 48 şüphelinin tutuklanması talep edildi. Soruşturmada gözaltına alınan 96 şüpheliden 48'inin tutuklandığını bildirildi.
''ŞÜPHELİLER EMNİYET'TE ÖRGÜTÜN TALİMATLARIYLA HAREKET ETTİ'' Yazıda, gizli tanık ifadesi ve etkin pişmanlık beyanında bulunan Kerim Kaya ve Cem Ömür'ün ifadelerine göre şüphelilerin örgütün hiyerarşik yapılanması içerisinde yer aldıkları, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda gerçekleştirilecek eylemlere katıldıkları kaydedildi. Şüphelilerin emniyet sorgusunda hiçbir evraka imza atmadıkları, açlık grevine gittikleri, parmak izi vermedikleri ve saldırganlar Yayla ile Birkoç lehine sık sık slogan attıkları belirtilen yazıda, örgütün yayın organlarında bu durum yayınlanarak şüphelilerin sahiplenildiğine yönelik paylaşımlar yapıldığı aktarıldı. Yazıda, şüphelilerin söz konusu eyleminin örgütün "Gözaltına Alındığınızda Ne Yapmalısınız?" kitabında yer alan talimatlara uygun olduğu ve buna göre hareket ettiklerinin değerlendirildiği anlatıldı.