Avrupa Birliği'nin (AB) gelecek 5 yılını belirleyecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sonuçlarına aşırı sağ partilerin kazanımları damga vururken; AB vatandaşları bu durumla ilgili duygularını "endişe, tedirginlik, korku, üzüntü" olarak ifade ediyor.
AB'ye üye 27 ülkede Birliğin gelecek 5 yıllık yönetimini belirlemek için 6-9 Haziran'da düzenlenen AP seçimlerinin sonuçları, Avrupa'da uzun süredir güçlendiği gözlemlenen aşırı sağ eğilimi teyit eder nitelikte oldu. Son senelerde ulusal seçimlerde kendini gösteren aşırı sağ, AP seçimlerine damga vurdu. Önemli üye ülkelerde aşırı sağ partilerin büyük kazanımlar elde ettiği dikkati çekti.
Göçmen ve İslam karşıtı duruşlarıyla Avrupa entegrasyonuna muhalefetleriyle ön plana çıkan bu partiler, Fransa, İtalya ve Avusturya'da seçimin galibi olurken; Almanya, Hollanda ve Belçika'da ikinci sıraya yerleşti.
Brüksel'deki AP önünde vatandaşlar, seçim sonuçlarını nasıl bulduklarını, aşırı sağın yükselmesini neye bağladıklarını ve bu gelişmeden endişe duyup duymadıklarını anlattı. Almanya'da oyunu kullandıktan sonra seçim atmosferini yaşamak için Brüksel'e geldiğini belirten Lutz Koppen, "Endişeliyim, pek çok kişinin sağ kanata oy vermiş olmasından hoşlanmadım. Bunun biraz tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Bundan endişe duyuyorum." ifadesini kullandı. Koppen, Almanya'nın tarihine işaret ederek, "Tarihe bakın. Sağ kanatla ilgili çok kötü bir geçmişimiz var" dedi.
Sosyal bilimler mezunu olduğunu söyleyen Simon Osler, "Biliyorsunuz; bu açıkça bir kaygı nedeni. Ancak bunun, insanların neden bu şekilde oy verdiklerini anlamamız gerektiren de bir yönü olduğunu düşünüyorum. İnsanların işlerin gidişatından memnun olmadığını haykırması bu" diye konuştu.
Aşırı sağın söylemini, temelde göçmen karşıtlığı üzerine kurduğunu anımsatan Osler, "Yapılacak en iyi şey; elbette hep birlikte çalışmaya devam etmek. İnsanların kendilerini dışlanmış veya görmezden gelinmiş hissetmemelerini sağlamak. Birbirimize karşı hoşgörülü olmaya çalıştığımızdan da emin olmalıyız" değerlendirmesini yaptı.
Yarı Fransız yarı Lübnanlı olduğunu dile getiren Alexandra Levenheck ise görüşlerini "Fransa'da aşırı sağın bu kadar destekçisi olmasından korkuyordum" şeklinde özetledi.
Birçok kişinin sandıktan çıkan bu sonucun ne gibi bir etkisinin olacağının farkında olmadığını belirten Levenheck, "İşte bu korkutucu. Umarım şu anda olanlar, daha iyi bir yöne ilerlememizi sağlar. Macron'un erken seçim kararı riskliydi ama bence buna değer" yorumunu yaptı.
Ukrayna kökenli Daria Malevka da şunları kaydetti: "Aşırı sağın desteğinin artmasından üzüntü duyuyoruz. Çünkü aşırı sağ partilerin, Putin Rusyası ve Ukrayna'daki savaşla doğrudan bağlantısı var. AB'nin genişlemesini, AB'ye aday diğer ülkelerle Ukrayna'nın işbirliği içinde olmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Bu seçim sonuçlarının bu sürece zarar vermeyeceğini umuyorum"